Doğal Backlink Kazanma Yöntemleri
Google’ın SEO’nun başlangıcından itibaren backlink’lere vermiş olduğu önemi bilmeyenimiz yoktur. Sıralama kriterleri içerisinde çok sayıda yeni faktör yer alsa da yapılmış olan analizler gösteriyor ki, diğer sayfalardan alınmış olan linkler hala önemini korumaktadır. Peki Türkiye gibi insanların link sağlarken adeta borç para ödüyormuş gibi bir tutum sergiledikleri “yalnız ve güzel ülkemizde” Web sayfamıza nasıl link alacağız? Bir takım link paketlerini satın alarak sonuca kestirme yoldan mı ulaşmalı? Yoksa bir link kazanma yöntemi mi oluşturmalı? Gelin hep beraber bu konuyu inceleyelim.
Web sayfanızda yayımlamış olduğunuz bir içeriğin farklı web sayfalarından doğal bir şekilde link alması, Web sayfanıza gelen trafiği direk olarak etkileyen oldukça önemli bir faktördür. Genellikle “link almak” konusunda bazı sıkıntılar olduğunu, özellikle Türkiye’deki web sitelerinden link alabilmenin ne kadar zor olduğunu hepimiz tahmin edebiliyoruz. Bilmeyenler için de konuyu tekrar açıklayalım; link almak oldukça zor, kaliteli link almak ise çok daha da zor. Hatta “link almak” genellikle yanlış anlaşılan bir durum, olması gereken hali: “Link kazanmaktır”.
Soru: Link Almak Derken, Satın Almak Anlamına mı Geliyor?
Cevap: Hayır. Link almak ifadesi “link kazanmak” durumunun genel ifade edilme şeklidir. “Son yazmış olduğumuz yazı o kadar beğeni aldı ki, sayfamıza çok sayıda link aldık” cümlesinde asıl bahsedilen olay, farklı web sayfalarının kendi sayfalarında, o sayfayı referans olarak göstererek içerik yayımlamasıdır. Yani bir link veya link paketi satın alma gibi bir durum kesinlikle söz konusu değildir, diğer web sitelerinin yöneticileri veya yazarları, beğenmiş oldukları bir içeriğin yer aldığı sayfaya kendi sayfalarında yer verdikleri bir sayfada organik olarak link sağlayabilirler. Özellikle link satın almak veya ödeme işlemi yaparak link almak iyi niyetli bir yöntem olarak asla kabul görülmez. Hatta bu yöntemi kullanarak dışarıdan alınmış olan link sayısını çoğaltmaya çalışan Web sayfaları ve SEO şirketleri oldukça büyük yaptırımlarla karşı karşıya kalırlar.
Soru: Ne Tür Yaptırımlardan Bahsedilmektedir?
Cevap: Satın alınmış olan linklerin tespit edilmesi oldukça kolay olduğu için popüler arama motorları olan (Google, Yahoo, Bing, Yandex vb.) söz konusu site ve sayfaları tespit edip bu site ve sayfalar üzerinden yüzlerce link almış olan web sayfalarını arama motoru sonuçlarında arka sıralara itebilir ya da hiç görüntülemeyebilir. Buna arama motoru penaltısı adı verebiliriz.
Soru: Penaltı Mı? Peki Sonra Ne Oluyor?
Cevap: Site penaltı ile cezası ile karşılaştıktan sonra belli bir süre arama sonuçlarındaki yerini kaybeder. O süre içerisinde yapılmış olan herhangi yanlışın düzeltilmesine kadar geçmiş olan zamanı ifade eder. Eğer bu süreç içerisinde doğru yöntemlere başvurarak düzeltme işlemi yapılmazsa penaltı etkisini sürdürmeye devam eder. Bu duruma düşen web sayfaları organik trafikten uzun bir süre faydalanamaz ve bu sonun başlangıcı niteliğinde olur.
Soru: Peki nasıl link kazanmamız gerekir?
Cevap: Sayfalarınıza veya sitenize link sağlamak diğer web sitelerinin yazarlarının ve yöneticilerinin bileceği iştir. Farklı bir web sayfasını yöneten kişi de, rakip markanın web sayfasındaki editör de, sitenize arama motoru tarafından gelen bir kullanıcı da sizler için aynı kişi olmalı, her birini “okuyucu” olarak görmelisiniz ve içeriğinizi okuyana kadar hitap edecek şekilde oluşturmanız gerekmektedir. İçerikleriniz beklentileri tam anlamıyla karşılıyor ve hatta beğeni alıyorsa, okuyucunun ilk tepkisi sayfanızı paylaşmak olacaktır. İster bir sohbet videosu aracılığıyla, ister sosyal medyada platformunda, ister blog sayfalarında, isterse de web sitesinde, içeriğinizi paylaşarak link kazanmanıza yardımcı olabilir.
Soru: İçerikleri nasıl okuyucuya göre hazırlayacağız?
Cevap: İlk olarak kendinizi okuyucunun yerine koymanız gerekir ve içeriğinizi arama motorları için değil, insanlar için hazırlamalısınız. Örnek verecek olursak Google, içeriğin insani bir duyguyla mı yoksa sadece yazılımsal olarak bir yöntemle mi yazıldığını anlayabilmek için de farklı algoritmalar kullanır.
Soru: Neye göre ve kime göre kaliteli içerik?
Cevap: Kaliteli içerik denildiği zaman herkesin aklına farklı şeyler gelmektedir. Herhangi bir içeriğin kaliteli olduğunu veya nasıl kaliteli olacağını biz de sizlere ifade edemeyiz. Ancak özellikle üstünde bu kadar durmamızın bir nedeni var; Google Kalite Yönergeleri içerisinde “Bağlantı düzenleri – Search Console Yardım” sayfasında bu konuyu şu şekilde açıklamaktadır:
“Farklı sitelerin, sizin sitenize yönelik olarak yüksek kalitede, ilgili bağlantılar hazırlamasının en iyi yolu, İnternet toplumunda doğal olarak popüler olabilecek eşi benzeri olmayan, alakalı içerik meydana getirmektir. İyi içerik hazırlamak karşılığını her zaman verir: Genellikle bağlantılar bir seçenek olarak verilen editör oylarıdır ve ne kadar faydalı içeriklere sahip olursanız olun, bir başkasının bu içeriği kendi okuyucuları için değerli gösterip bağlantı sağlama şansı o kadar yüksek olur.”
Konuyla alakalı kullanılan terimler:
Link, backlink, dış link, link profili, referral, referans, link geliştire, bağlantı eklemek, link building, bağlantı vermek gibi.
Link konusunun kronolojik geçmişi:
1999: Link tarlaları
Size ya da tanımış olduğunuz kişilere ait olan, farz edelim ki altı tane web sayfanız var ve her sayfa, birbirine ayrı ayrı link sağlıyor. Böylelikle bu sayfalardan herhangi biri arama motoru sonuçlarında üst sıralarda yer bulursa, otomatik olarak diğerleri de üst sıralara çıkabilir. O zamanlarda sıralama ve arama konusunda günümüzdeki gibi algoritmalar bulunmadığı için bu yöntem oldukça işe yarayan bir yöntemdi. Link tarlaları, Yahoo’nun en çok kullanılmakta olan arama motoru olduğu zamanlarda icat edildi ve Google’ın duruma müdahale etmesiyle Black Hat SEO Tekniklerine dahil olmak zorunda kaldı.
2000: E-Posta ile Link Talep etme
O zamanlarda e-posta hesabının olması ve hesabı yönetmek oldukça kolay bir durum değildi. Kısıtlı saklama alanı, çok sayıda spam e-posta ve yavaşlamadan dolayı gönderilemeyen e-postalar yüzünden ziyaretçiler için zorlu bir dönemdi. Fakat web sitesi yöneticileri e-postayı farklı amaçlar için de kullanıyordu; karşılıklı link alışverişi yapabilmek gibi.
2001: Dizine ekleme yapmak
Link almak ve vermek o zamanlarda yoğun bir şekilde ilgi gören bir konuydu. Çünkü en fazla trafik getiren kaynaklar arasında yer alıyordu. Durum böyle olunca çok sayıda web sitesi kendi altyapılarından faydalanarak büyük dizinler meydana getirmeye başladılar. Örnek verecek olursak Yahoo ve Dmoz, internet sitelerini kategorize haline getirerek belli başlı bilgileri kullanıp dizinlerine ekleme yapıyordu. Google bu prestijli dizinlerde bulunan sitelere farklı muamele gösteriyordu. Hatta web sitelerini taramaya bu sitelerden başlıyordu.
2003: Blog yorumlarında link bırakmak
Günümüzde de yoğun bir şekilde kullanılan yöntemler arasında yer alan yorumla beraber link bırakma eylemi, yorumlara ilave edilen linke otomatik olarak “nofollow” etiketinin eklenmeye başlanması ile birlikte etkisini tamamen kaybetti. Yani başka bir sitede bulunan içeriğe yorum eklerken kendi sitenizin bağlantısını bırakmak zorunda kalıyor, bu bağlantının arama motorları üstünde herhangi bir değeri olmadığını ifade etmek isteriz.
2004: İçerik gönderimi yaparak link bırakmak
Google’ın pazar payını yükseltmeye başladığı bu zamanlarda, özellikle link kalitesini kontrol edebilmek için yapılmakta olan güncellemeler nedeniyle eski sistemler yavaş yavaş etkisini kaybetmeye başladı. Böylelikle link almanın farklı çeşitleri meydana geldi ve web yöneticileri link almak istediği web sayfasına bir içerik gönderimi yaparak link almayı denemeye başladı