Mimarlık ve Tasarım Nedir?
Mimari Tasarım Nedir ?
Mimari tasarım, günlük yaşantımızda karşımıza çıkan yapıtların, eşyaların, mekanların, hatta bazen yolların ve yol kenarlarındaki ağaçların bile belli bir düzene ya da işlevsellik, güzellik algısına dayanılarak tasarlanmasına denmektedir.
Yeri geldiğinde mimari tasarım bir yapı projesi ya dair mobilya tasarımı anlamına gelirken yeri geldiğinde ise sokaktaki kaldırımlarda bulunan ağaçların ve bitkilerin düzenini, şeklini, yapısını tasarlamak anlamına gelebilir. Mimari tasarımı oldukça büyük bir yelpazede yer alan alanlara denir. Bina tasarımı diğerlerine oranla daha özverilidir. Yalnızca belirli binalar tasarım aşamasına girerler ve sonuç itibari ile inşa edilirler.
Mimari tasarım geri bildirimler vasıtasıyla ilerleyen, çok sayıda etkenle ilişkili, tekrarlı olan bir tasarım aşamasıdır. Tasarımla alakalı olan sorunların çözüm noktasıdır. Her bir mimari tasarım içeriğin, problemin, bağlamların ve problemler üzerinde çalışanların varlığıyla kendisine has ve tektir. Haliyle her bir mimari tasarım aşaması da birbirlerinden farklı bir şekilde gelişim göstermekte ve sonuçlanmaktadır.
Mimari tasarım uygulanabilirliğin haricinde ekonomiklik, estetiklik ve çok sayıda farklı sorunun çözümlerinin bir arada değerlendirilmiş olduğu çok karmaşık aşamaların birleşimi sonucunda meydana gelir. Mimarlık eğitiminde elde edilen tasarım bilgileri ve bu bilgilerin zaman içerisinde yetenek ve deneyimle geliştirilmesiyle bu aşamalar mimarların yaşantıları boyunca dinamik bir yapıda ilerler.
Mimari tasarımın meydana geçiş sürecinin kesin, sistematik ve önceden tahin edilen matematiksel özellikleri yer aldığı kadar karmaşık, belirsiz ve kendiliğinden gelişim gösteren özelliklere de sahiptir.
Mimari tasarımda iki farklı düşünme şekli vardır; birincisi detaylara inmeyen, hızlı, bol seçenekli ve bütüncü özellikler gösteren, detaycı, ikinci temkinli, aşamalı ve parçaya yönelik gelişim gösteren bir düşünme faaliyetidir. Mimarın sahip olduğu zamana, proje sürecine ve imkanlara göre mimari tasarımların kapsamı bazı farklılıklar göstermektedir.
MİMARİ TASARIM VE İŞLEVSELLİK
İşlevselliğin anlamla ve tasarımla olan bağlantısı nedir?
İşlevsellik, uygun bir biçimde faydalı olma ve çalışma niteliği olarak açıklanır. Mimari tasarım sahasında bu durumu iki farklı açıdan incelememiz uygun olur. İlki teknik fonksiyonellik, ikincisi ise ergonomik fonksiyonellik olarak karşımıza çıkmaktadır.
Teknik Fonksiyonellik
Teknik fonksiyonellik ile ilgili belirtilmesi gereken en özenli söz yapılan üretimin çalışabilir hale gelmesidir. Dolap kapağının herhangi bir yere çarpmadan açılması ya da sıhhi tesisat olsun veya çekmece rayının herhangi bir yere sürtmesi hiç bir şey fark etmez. Bu örnekleri daha da fazla arttırabiliriz ancak bahsetmiş olduğumuz gibi tek bir kriterde çalışıyor olması veya hiç çalışmaması. Mesela aklımızda bir merdiven hayal edelim. Merdiven aynı zamanda komple açık raf ve duvar raf sisteminde tasarlanmış olsun. Özünde basit, sade ve kullanışlı bir konsept olduğunu düşünelim. Teknik olan kesimi yalnızca taşıyıcı sistemi meydana getirmek ve boyutlandırmaktan geçmektedir. Merdivenin ölçü, raf oranları ve basamak ölçülerinin tam anlamıyla olması gerektiği gibi boyutlarda hesaplanmış. İşte tam bu noktada mimarınızın bilgi ve tecrübesi ortaya çıkmaktadır.
Ergonomik Fonksiyonellik
Şimdi ise gelelim ergonomik fonksiyonellik bölümüne. Günümüzde çok sayıda ürün ve hizmet kalıplaşmış standartlarda gösterilmektedir. Bunun nedeni ise her ne kadar endüstriyel çağın başlangıç noktası ile bağlantılı olsa da 19.yüzyılın ilk zamanlarında özellikle Almanya’da gelişim gösteren Bauhaus gibi yapı marketlerinin akımıyla beraber yapı ve tasarım alanında da belli başlı kalite ve ölçü kriterleri meydana gelmeye başlamıştır. Bunun yanında yine Almanya’da ikamet eden Ernst Neufert isimli bir kişi ömrü boyunca bulmuş olduğu her şeyi çizimleri ile birlikte ölçülendirmiş ve bir anlamda mimari ansiklopedi meydana getirmiş ve şu anki günümüzde üretimi yapılan çok sayıda ürün bu ölçüler doğrultusunda tasarlanmaya devam etmektedir.
Bu nedenler evimizde yer alan tezgahın genişliği 60cm, mutfak tezgahımızın yükseklik ölçüsü 90 cm olarak kabul edilmektedir. Tabi ki istisnalar olabilir ancak, kesinlikle unutulmamalıdır ki yapılan her bir değişiklik, düşünmeniz ve hatta ilave olarak çözmeniz gereken bazı detaylar olarak önümüze çıkacaktır. Örnek verecek olursak tezgahınızı 60cm yerine 80 cm derinlikte yaptığınız zaman gerçekçi düşünmek gerekirse davlumbazın ocağımızdan daha geride olacağını düşünürsek çekim performansı da bir o kadar düşecektir ve üst bölmedeki dolaplara da ulaşmanızda oldukça zor olacaktır. Ya da tezgahın yüksekliğini değiştirmeyi düşünürseniz, bulaşık makinesini, tezgahın alt kısmına sığdırmakta oldukça zorluk çekeceğiniz bir problemle karşı karşıya kalabilirsiniz. Tabi ki ölçülerin bu şekilde meydana gelmesinde en önemli unsur insanın vücut yapısıyla alakalı bir durumdur. İşte bu nedenle bu duruma ergonomik işlevsellik denmektedir.
Şimdi ise gözümüzde konforlu bir oturma alanı hayal edelim ve tasarımlarla bütünleştirelim. Karşısındaki manzaraya karşı sarkıtılmış olan bir midyeyi andıran şömine hem dokusu hemde rengi ile birlikte sanki mekanda son noktayı koymuş gibi. Belki de şimdi birçoğumuz tam karşısına muazzam bir kanepe koysaydı aynı netice ortaya çıkmaz mıydı diye düşünebilirisiniz. İşte bu noktada mimari tasarımın farkı oldukça net bir biçimde ortaya çıkmaktadır. İşin özü bu konseptin tamamını oluşturabilmekten geçiyor.
Her Birini Nasıl Birleştirmeliyiz ?
Bir yanda ergonomik ve teknik bakımdan bağlayıcı olan kriterler, diğer yanda tasarım. Bunları bir arada tutabilmek oldukça zor, ama tabi ki mümkün. Aranızda böyle bir evde olurmu diye düşünenler olabilir. Evet aslına bakacak olursanız çok güzel olur. Evin her odası ayrı bir köşeye bakıyor ve farklı açılardan deniz manzarasını görebiliyorsunuz. Bununla birlikte güneş farklı saatlerde istemiş olduğunuz odaya giriyor. Bu örneği özellikle sizlere belirtmek istedik çünkü konumu ve yerleşimi, bir işlevsellik kriteridir. Bir evin güneş alması ve yeri ve zamanına göre manzaraya doğru yönelmesi oldukça teknik bir durumdur. teknik bir durum olmasının nedeni ise herkes, hatta hepimiz güzel bir evde hayatını sürdürmek ister. Evin iç mekan tasarımı ne kadar farklı bir durumda olursa olsun evin değerini belirleyen başlıca özelliklerden birisi ışığın odaya yansıması ve görmüş olduğu manzaradır. Tabii maddi bakımdan bu şekilde düşünülemeyebilir ama, sizlere sağlayacağı huzur ve yaşam kalitesi kesinlikle bize hak vermenizi sağlayacaktır.
Nelere Dikkat Edilmeli ?
Yukarıda sizlere belirtmek istediğimiz işlevselliğe dair bazı tanımların asıl önemine gelince ilk teknik işlevsellik kesinlikle hataya yeri olmayan bir alan olup mimarınızın sorumluluğu altındadır. İkincisi ise ergonomik işlevsellik, bahsetmiş olduğumuz gibi kişi has bir tasarıma dönüşebilir. Sizlerin anlaması gereken en önemli nokta ise bazı konulara ergonomik açıdan kısıtlı da olsa müdahalede bulunma hakkınız vardır. Teknik konulara ise kesinlikle müdahale etmemeniz oldukça önemlidir çünkü, bütün sorumluluk uygulamacıların ve mimarlarındır. Tabi başka bir konu ise, bu tip tasarımlara ulaşım sağlayabilmeniz için yeterli sürede zaman ayırabilmeniz oldukça önemlidir. Yapım aşamasında, malzeme seçiminde ve planlama aşamasında yalnızca tecrübe ile çözülecek bir konu değildir. Burada işe birikim ve bilginin yanında deneysel faktörlerde katmanız gerekmektedir. Çünkü her ne kadar birbirine benzer bir versiyon olsa da, türünün tek örneği olacak bir ürün, mekan ya da mobilya meydana getirmeye çalışıyorsunuz.